Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun sözlerine bir bakalım ama lütfen ardından insani dile göre hususi yaptığımız çevirilere de bir dikkat edelim,
” Vergisini veren, üretimini yapan, ihracat yapan, adam istihdam eden herkesi pozitif ayrımcılıkla koruyalım, gözetelim, onlara gözümüz gibi bakalım.”
—Bir kere bu ülkeyi vergi cenneti yapan bir sürü zengine vergi muafiyeti ve vergi affı getiren ama işçinin, memurun, küçük ve orta esnafın vergisine taktığı pençeyi koparana kadar çekmeyen, sizsiniz. Ayrıca toplanan vergilerin çoğunluğu halktan toplanan vergilerdir. Bu nedenle vergi ödeyenler noktasında, yanlış kesimi övüyorsunuz.
” Bu kardeşlerimiz olmasa Türkiye’de ne üretim olur, ne zenginlik ne de iş ve aş olur. Eğer bu ülkede işlerin, bürokrasinin çarkı dönüyorsa, vergiyi veren, adam çalıştıran bu kardeşlerimiz sayesindedir. Kamudaki tüm kardeşlerimizden rica ediyorum çünkü yarın çocuklarınıza işi bunlar verecek. Bunlar işlerini büyütsünler ki daha çok iş çıksın. Türkiye’nin önümüzdeki günlerde en önemli sıkıntısı istihdamdır. Her yıl 1 milyon kişiye iş bulmak zorundayız.”
— Evet, işçiler, memurlar modern köleler olmasa bu ülkede hayat durur, zenginler daha zengin olamaz, yeni zenginler türeyemez. İşi de aşı da sofralara taşıyan onlardır. Ülkedeki zenginliği “adam çalıştıranlar”dan ziyade, kurulan bir çarkın dişlileri arasında kan ve ter döken bu insanlar üretiyor ve bu insanlar, eskiden kırbaçla çalıştırılıyordu şimdi aç, işsiz ve evsiz kalmakla korkutularak çalıştırılıyor. Elbette her yıl zenginliğinize zenginlik katacak, daha iyi daha itaatkâr çalışacak yeni köleler lazım size.
“ Kişi başına düşen gelirimizi 10 bin dolara getirdik, kaldık. 6 yıldır aynı yerde duruyoruz. 2013’te Türkiye’de gayrı safi hasıla 820 milyar dolarken 2015’te bu rakam 780 milyar dolar civarına ulaştı. 2 seneye göre herkes ileri giderken 40 milyar dolarlık kaybımız söz konusu. Biz tekrar hızlı bir büyüme dirayetine girmeliyiz. Yeni bir büyüme modeline ihtiyacımız var. 30 sene önce Yunanistan ekonomisiyle Türkiye ekonomisi eşitti. Petrol zengini Suudi Arabistan bizden daha da büyüktü. Şimdi, 30 sene sonra görünen o ki, Suudi Arabistan ve Yunanistan’ı üst üste koy, artık bir Türkiye ediyorlar, haberiniz olsun”
— Şu mili gelir milli gelir diyerek dilinize doladığınız paralar, rakamlar, neden yoksulların hanelerine uğramıyor? Ne milli gelirmiş ki sürekli artıyor ama insanların büyük çoğunluğu kirada ya da kutu gibi evlerde yaşamaya devam ediyor. Yoksulluk ve işsizlik bir türlü tükenmiyor. Büyümek diye hırslanıp koştuğunuz yol, çifte koştuğunuz biz atlara, azıcık yem ve su vererek tüketiliyor. Sizin göreviniz sadece elinizdeki modern kırbacı korumak ve şaklatmak.
Bizi bizle, diğer ülkelerin köleleriyle yarıştırmak âdetiniz ama biz insanız hepimiz ve bu zincirler, artık çok sıkıyor eğer gevşetmezseniz kopacak ve sizler bunun korkusuyla demokrasi maskesi takarak ara sıra zincirlerimizi gevşetmeyi uygun buluyorsunuz. Çok sağ olun, eksik olmayın ama biz insanlar, sizin hırslarınızın aleti olmaktan bir gün topyekûn vazgeçeceğiz ve siz, o zaman gerçek yaşamı göreceksiniz; ne milli gelir, ne büyüme trendi, ne ayrımcılık ne de ötekileştirme kalacak. Büyük insanlığın kardeşlik ve eşitlik kokan cennet bahçeleri dört bir yanda kurulacak ve insanlığın sevecen şefkati ve merhameti, artık sizin o bencil ve kurnaz dilinize kanmayacak ve yetişen yeni kuşaklarla nefsin şeytani dili mutlak susturulacak…
Özgür ve adaletli yaşam; ezenlerin değil, ezilenlerinin sevecen kardeşliğiyle eşitlenip kurulacaktır…
Aydın Mutlu Dinçoğul