Tutuklanan İstanbul Havalimanı işçileri ile sendikacılar hakim karşısında. Avukatlar işçilerin derhal serbest bırakılmasını ve beraatini istedi.
İstanbul 3. Havalimanı’nda kötü çalışma koşullarını protesto ettikleri için hakkında dava açılan 31’i tutuklu, 61 işçinin yargılandığı davanın ilk duruşması, Gaziosmanpaşa Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı. Duruşma öncesi aileler, sendika, siyasi parti, kitle örgütü temsilcileri ve milletvekilleri adliye önünde açıklama yaparak işçilerin serbest bırakılmasını istedi.
Duruşmada içerisinde Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut’un da bulunduğu 31 tutuklu işçi ile tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşma, adliyenin yemekhanesinde görüldü. Yemekhanede duruşma düzeni alındı. Duruşmaya ilk olarak avukatlar alındı. HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ile Oya Ersoy, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Ali Şeker ile tutuklu işçi yakınlarından birer kişi duruşmaya salonuna alındı. Duruşmayı izlemek isteyen basın çalışanları mahkeme kararı ile salondan çıkarıldı. Gazetecilerin duruma tepki göstermesi üzerine bu defa 5 gazetecinin duruşma salonuna alınacağı bildirildi.
Gazeteciler adliye binasının dışına çıkarıldı. Gazetecilerin duruma tepki göstermesi üzerine, kimlik tespiti sonrası gazeteciler duruşmaya alındı. Gazeteciler kimlik bilgileri alındıktan sonra duruşma salonuna girebildi. Duruşma salonunda onlarca asker ve polis görevlendirilmiş durumda.
Duruşma, kimlik tespiti ile başladı. Kimlik tespiti ardından avukatlar usule dair söz aldı. Avukatlar iddianamenin reddedilmesini ve işçiler hakkında beraat kararı verilmesini istedi. Mahkeme başkanı, iddianamenin değerlendirilerek, kabul edildiğini söyledi. Avukat Kazım Bayraktar konuştuğu sırada mahkeme başkanı sık sık müdahalede bulundu. Bayraktar, “İddianamede yer alan suçlama sadece güvenlik görevlilerine taş atılması ve benzeri şeyler. Ancak iddianamede yer alandan öncesi var. Neden eylemler oldu” diye konuştu. Mahkeme Başkanı, “Esasa giriyorsunuz. Esasa girmeden beraat taleplerinizi alalım” dedi. Bayraktar, savunma yaptığı sırada, askerler ile milletvekilleri arasında da tartışma çıktı.
Bayraktar, “Her şey işçilerin yönetime verdiği taleplerden sonra başladı. İddianamede buradan sonra başlıyor. Burada işçilerin hakları görüşülür. Dünyanın duyduğu, iddianamede yer alan el yazısıyla yazılan talepler var. O taleplerin birinde ücretlerinin arttırılması istenmiyor. Orada işçilerin koşulları var ve o koşulların düzeltilmesi isteniyor” diye konuştu. Bayraktar, “Bu iddianame patron devlet ittifakının ifadesidir. Patronla onun ofisinde yapılan görüşmeye bile yanında devlet gücüyle geliyor. O görüşmelerde işçilerin talepleri de iddianamede yer almıyor” diye konuştu.
Bayraktar, “İşçilerin iş cinayetlerine ve ödenmeyen ücretlere ve diğer kötü koşullara karşı iş görmeme hakkı vardır. İddianame bu hakkın kullanılmasını suç olarak tanımlıyor” dedi.
Bayraktar’ın ardından Avukat Songül Beydilli söz aldı. Beydilli, “Bu iddianame hukuki belge değildir, çünkü olayı ters yüz etmiştir. Hak kullanımı suç teşkil etmez, iddianame hak kullanımını suç haline getirmiştir. Barışçıl silahsız gösteri yapma hakkı vardır. Toplu eylem hakkı yasaldır” dedi.
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA: TUTUKLU İŞÇİLER SERBEST BIRAKILSIN
Duruşma öncesi düzenlenen eyleme CHP milletvekilleri Kani Beko, Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Oya Ersoy, TİP milletvekilleri Erkan Baş ve Barış Atay CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, Emek partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, sendika ve meslek odası yöneticileri, işçilerin aileleri katıldı.
“Tutuklu işçiler serbest bırakılsın” pankartı açan kitle “İnşaat işçisi yalnız değildir”, “İşçiler değil patronlar yargılansın”, “İş kazası değil iş cinayeti” sloganlarını attı.
İŞÇİLERİN AİLELERİ DE KONUŞTU
İnşaat İş Sendikasıdan Tezcan Acu, “Kötü yaşam koşulları ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı başlatılan isyan haksızca bastırılmış, arkadaşlarımız tutuklanmıştır. Bugün burada tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Kötü koşullar hala devam ediyor.
Dev Yapı İş’ten Cemal Özden de “52 ölümden daha fazlası var ölümleri saklıyorlar. İnşaat işçisi ya topluca öldüğünde ya da direndiğinde gündem olur, biz ölmek istemiyoruz” diye konuştu.
Tutuklu bulunan Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut’un eşi Ayla Karabulut da, “Havaalanında 52 işçi öldü ama hiç bir patron yargılanmadı. Bugün hem işçilerin hem sendikacıların serbest bırakılması istiyorum” dedi.
Tutuklulardan Deniz Aslan’ın kardeşi Muhammed Aslan, “En sevdiğim abimin serbest bırakılmasını istiyorum, arkasındayız” dedi. Özkan Özkanlı’nın annesi Rahife Özkanlı DA “İşçilerin serbest bırakılması için buradayız” derken gözyaşlarını tutamadı.
‘İŞÇİ SINIFI YARGILANIYOR’
Basın açıklamasını okuyan Haluk Ağabeyoğlu, “Bugün burada aslında tüm bir işçi sınıfı ve emekçiler yargılanıyor. 14 Eylül’de incinmiş onurları, posası çıkmış bedenleriyle kolektif bir öfke yumağı olan işçi arkadaşlarımız seçtikleri temsilcileri ve sendika yöneticisi arkadaşlarımızla 17 maddelik bir talep listesi oluşturdular. O liste patronlar ve onları sözümona denetlemekle sorumlu resmi kurumlar hakkında yapılmış kolektif bir suç duyurusudur. İşçi sınıfının bu en örgütsüz, en sahipsiz bölüğünün onur çığlığıdır. Tüm bir işçi sınıfının onur çığlığı… Aynı zamanda direnme ve örgütlenme hakkını kullanma bilinci ve bir sınıf olma yönelimidir. Bugün burada bu yargılanıyor” ifadelerini kullandı. (İstanbul/EVRENSEL)