Güney Afrika’da Cumhurbaşkanı Jacob Zuma, üniversite öğrencilerinin harçtan muaf olacağını açıkladı. Ancak karar ülkede tartışma da yarattı.
Tuğçe ÖZDEMİR
Johannesburg
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma, yoksul ailelerden gelen öğrencilerin üniversite giriş harcından muaf olacağını ve işçi sınıfından gelen öğrencilerin harç ödemelerinin dondurulacağını ilan etti. Karar ülkede büyük bir heyecanın yanı sıra tartışma da yarattı. Ülkenin üçüncü büyük partisi EFF (Ekonomik Özgürlük Savaşçıları), öğrencilere derhal devlet üniversitelerine giderek kayıt olmak için baskı yapmaları çağrısında bulundu. Ancak Zuma’nın planı kararın “5 yıl içinde uygulanması”nı içeriyor.
Güney Afrika’da 26 devlet kurumu üniversite harçlarında yüzde 8 oranında artış yapılabileceğini açıkladı. Bu açıklamadan iki gün sonra, 16 Aralık 2017’de Zuma, uzun süredir beklenen planı açıkladı. 2018’i takiben 5 yıl içinde uygulanmaya başlanması öngörülen plan şöyle: Yıllık geliri 350 bin rand (G.Afrika para birimi) ve altında olan öğrenciler üniversite kayıt, kitap, yiyecek, konaklama ve ulaşım ücreti ödemeyecek.
Yıllık geliri 600 bin rand ve altında olan ailelerden gelen öğrencilerin de harç ödemeleri durdurulacak.
HER YIL BÜTÇEDE YÜZDE 8.2 ARTIŞ
Ancak planın açıklanmasının ardından, bu planın finansal olarak sürdürülebilir olup olmayışı ve söz konusu giderler için ayrılacak bütçeye nasıl kaynak yaratılacağı konusu tartışılmaya başlandı. Henüz bu konuda bir netlik olmamakla birlikte, önümüzdeki üç yıl boyunca her yıl eğitime ayrılan bütçede ortalama yüzde 8.2 artış öngörülüyor.
Zuma, açıklamasında finansal olarak ücretsiz yükseköğretimin sürdürülebilir olduğunu öne sürdü ve mevcut yolsuzlukları hedef gösterdi. Yolsuzlukların önüne geçmeyi başardıkları takdirde bu paranın eğitime harcanabileceğini dile getirdi.
Üniversitelerden gelen açıklamalar da çeşitli kaygılar yansıtıyor. Wits Üniversitesi, mevcut koşullar altında alınan bu kararın yaratabileceği sorunlara değinerek, üniversiteye kayıt sayısının birden artışı sonucunda üniversitede eğitim kalitesinin düşebileceğini, mevcut çalışan insan sayısının ve üniversitelerin fiziksel koşullarının yetersiz kalacağını ileri sürerek bu faktörlerin göz önüne alınmasını talep etti.
ÜNİVERSİTELER OLUMSUZ YAKLAŞTI
Üniversite yönetimlerinin ise karara karşı çıkmaları dikkat çekiyor.
1 Ocak 2018’de üniversiteler açıklama yaparak, ücretsiz eğitim için gerekli nitelikleri taşıyan adayların “öylece üniversiteye girişi”ne izin veremeyeceklerini, öncelikle değerlendirme için online başvuru yapmaları gerektiğini, ayrıca 2018 kayıtlarının sona erdiğini, artık kayıt için gelen hiçbir öğrencinin üniversitelere giriş yapamayacaklarını duyurdular.
Hemen akabinde, EFF partisi bu açıklamayı kınayarak üniversiteye giriş için gerekli geri plana sahip öğrencilere üniversitelere gidip kayıt için tercihlerini bildirmeleri çağrısında bulundu. EFF, eğer üniversiteye kayıt için gelen başvuru sahiplerinin kampüslere girişine izin verilmeyecekse, kimsenin girişine izin verilmemesi gerektiğini savunuyor.
Partinin Öğrenci Lideri Keetse, “Anarşi yaratmak niyetinde değiliz, ama buna zorlanırsak, geriye başka seçeneğimiz kalmaz” diyor.
Bazı politikacılar da Zuma’nın kararının uygulanabilir olmadığını, salt kendi siyasi emelleri için böyle bir açıklamada bulunduğunu öne sürerken, Yükseköğretim Bakanı H. Mkhize, yeni sistemin ancak önümüzdeki beş yıl içinde uygulanabileceğini, bugünden yarına uygulamaya konulmasının mümkün olmadığını ifade ederek, EFF Lideri Julius Malema’yı “İhtiyatsız politik açıklamalarda bulunmak”la suçladı ve gençlere yaptığı çağrısının gerçekçi olmadığını ileri sürdü.
Tartışmaya daha genel bir eleştiri getiren ülkenin üniversiteler temsilcisi, tüm siyasi partileri üniversite harçlarını taraftar toplama aracı olarak kullanmamaları için uyardı.
‘HARÇ ÖDEMEYENLER DAHA BAŞARILI’
Bu tartışmalarla birlikte gündeme taşınan bir diğer önemli nokta, üniversite harcı ödemenin öğrenci başarısına olan etkisi. Temel Eğitim Bakanı Angie Motshekga’nın, 2017’de lisans düzeyinde harç ödenmeyen okullardaki öğrencilerin sınıf geçme oranlarının harç ödenen üniversitelerden daha yüksek olduğunu söyledi. Bu söylem de ülkede tartışma yarattı.
#FeesMustFall
KARARIN ARKA PLANINDAKİ ÖĞRENCİ AYAKLANMALARI:
Güney Afrika’da 1976 yılında apartheid (Irka göre düzenlenmiş) rejiminin eğitim alanındaki baskılarına karşı başlayan Soweto öğrenci ayaklanmalarından bu yana Güney Afrika’daki en geniş çaplı öğrenci protestoları, 2015’te öğrenci harçlarındaki yüksek artışla baş gösterdi.
Yüzde 10’un üzerinde uygulanması öngörülen zam yüzde 6’ya çekilse de, bu, öğrencilerin taleplerini karşılayacak bir değişim değildi. Çok sayıda öğrenci “Fees Must Fall/Harçlar düşmeli” sloganıyla sokaklara döküldü. Ülkenin başkentlerinde yer alan Witwatersrand ve Cape Town Üniversiteleri başta olmak üzere, isyan hızla diğer üniversitelere ve kentlere yayıldı.
HAREKET BİRÇOK ÜNİVERSİTEYE YAYILDI
Eylemler birçok şehirde ve üniversitede farklı dinamiklerden beslenerek genişledi. Western Cape Üniversitesinde öğrenciler işçi sendikalarıyla dayanışma içinde harç zammına ek olarak borçlanma ve düşük ücretleri protesto ettiler.
Free State Üniversitesindeki bir rugby maçı sırasında ise seyirciler protestocu öğrencilere saldırdı. Pretoria Universitesinde eğitim dili düzenlemeleri için öğrenciler polisle çatıştı, Cape Town Üniversitesinde öğrenci yurtlarının yetersizliği protesto edilirken bir otobüs ateşe verildi. North-West Üniversitesi, öğrenciler arasındaki çatışma sonrasında kapatıldı.
HARÇLAR DURDURULDU, KOMİSYON KURULDU
Bu eylemlerin sonucunda Devlet Başkanı Zuma, önce üniversite harç ödemelerini bir yıllığına dondurdu. Ödemeleri dondurmak geçici bir çözüm olarak isyanın yatışmasını sağlayabilirdi ancak bu yeterli olmadı. Güney Afrika’da parasız eğitim olanakları hakkında çalışmak üzere bir harç komisyonu kuruldu. Bu komisyonun çalışmalarını 2016 ağustos ayında açıklaması bekleniyordu fakat resmi olarak açıklamanın 2017 nisan ayına ertelendiği duyurulunca, gösteriler daha da sertleşti.
İŞSİZLİK, EŞİTSİZLİK, ADALETSİZLİK
2015 yılında isyanlar başlamadan hemen önce harç ücretinde planlanan artış diğer yıllarda uygulanan zam oranlarıyla benzerdi ve önceki yıllarda da ufak çaplı çeşitli protestolar görülüyordu fakat ilk kez bu tepki ulusal düzeyde ve uzun süreli eylemlilik olarak patlak verdi. Dolayısıyla bu isyanın ardında harç zammına duyulan tepkinin ötesine geçen sebepler olduğu görülüyor. Artan işsizlik, gelir dağılımındaki eşitsizlikler, eğitim sistemindeki adaletsizlik birlikte düşünüldüğünde ayaklanmalar daha anlaşılır hale geliyor. Çünkü mevcut sistem, birçok genci sistem dışına itiyor.
Üniversite mezunları arasında da işsizliğin yaygın olması bir yana, gelir eşitsizliğinin uçuruma dönüştüğü bir ülkede yüksek üniversite harcı demek, birçok Afrikalı gencin eğitim sisteminin dışına düşmesi anlamına geliyor. Böylece maruz kaldıkları ayrımcılığı derinleşiyor.
İşçi sınıfından ve yoksul ailelerden gelen öğrencilerin toplumsal hareketlilik kabiliyetini elinden alarak eğitim aracılığıyla sınıf atlama olanağını sıfırlıyor. Sınıf ve “ırk” eşitsizliği, öğrencilerin yükseköğrenime erişimi engellenerek sistem içinde yeniden üretilmiş oluyor.
SİSTEM YOKSULLARI BORÇLANDIRDI
Güney Afrika’da bu sistem uygulamaya konulurken öngörülen tablo şöyleydi: Alt ve üst sınıflar arasındaki uçurumun yüksek oluşundan ötürü, üst sınıf ailelerden gelen öğrenciler zorluk çekmeden üniversite harçlarını ödeyeceklerdi. Alt ve alt orta sınıflardan başarılı öğrencilere Ulusal Öğrenci Mali Yardım Şeması (NSFAS) krediler ve burslar sağlayacak ve yükseköğrenime erişimi mümkün kılacaktı. Orta gelirli aileler ise bankalardan kredi çekerek çocuklarının eğitim masraflarını karşılayabilecekti. Bu öngörüde de sorunsallaştırılacak çok nokta olmakla birlikte, ülke ekonomisindeki kötü gidişatla birlikte sistem beklenilen şekilde işlemedi. Birçok aile yüklü borçlar altında kaldı ve bankalar artık riskli buldukları için orta gelirli ailelere dahi binbir zorlukla kredi vermeye başladı.
Bazı üniversiteler kendileri ara yol yaratarak harç ücretini yüksek oranda artırıp elde ettiği fonla daha fazla sayıda yoksul öğrenciye üniversiteye erişim olanağı sağlamaya başladı. Niteliksel olarak zengin fakat ekonomik imkanlar bakımından yoksul öğrencilere eğitim fonu sağlanabilmesi için ayrıca finansal yardım toplama kampanyaları sürdürülüyor.