Kuran müminlerin nelere inandığını bazı ayetlerinde açıklamıştır:
Allah’a ve Peygamberine inanırlar 24:62
Allah’a ve ahiret gününe inanırlar:3:114
Allah’a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanırlar.2:285
Nitekim bunlar “İmanın şartları” olarak bilinmekte ve sayılmaktadır.
Ne var ki Kuran Müminlerin inanması gereken bir husustan daha bahsetmektedir:
“Gayba iman”
Müfessirler gayba imanı şöyle açıklamaktadırlar: “Allah insanlara görünmez. Buna rağmen müminler O’na iman eder.”
Ancak bu açıklamada “Gayb inancı” Allah inancına yeni bir boyut kazandırmamıştır. Zira Allah zaten görünmezdir.
Razi’nin rivayetine göre ise Ebu Müslim “Gayba inanırlar” ifadesinde ki gaybı, Allahın sıfatı değil, müminlerin sıfatı olarak kabul eder. Bu durumda ayetin yorumu şöyle olur:
“Gerçek mümin, inancını sadece insanların arasında dile getirmez, kendisi ile baş başayken(insanların gıyabında) dahi bu gerçeği itiraf eder.”
Ebu Müslim’in gayba iman izahı da ikna edici olmaktan uzaktır.
İnsanların içinde Allah’a inandığını söyleyen; ancak insanların gıyabında bu inancını benimsemeyene mümin demek mümkün müdür?
Gayba imanın farklı bir anlamının olması gerekir.
Bilmek ve inanmak(iman) aynı şey değildir. İblis bilir ancak inanmaz. Asıl sorun kendisindedir ama Allaha karşı bir güven ve teslimiyet sorunu yaşamaktadır. Kafirler de böyledir. Oysa müminler farklıdır. Onlar Allah’a güvenirler ve hesap soracağından da kuşku duymazlar. Yani ahrete de kesin olarak inanırlar. Şu var ki her ahrete inananın inancının gereğini aynı şekilde yerine getirmesi de beklenemez. Nasıl ki Kuran müminleri, “ Muhsinler, muttakiler…”diye tasnif etmiştir, gayba inananlar da ahrete inananlardan daha özeldir. Onlar şehadet alemine değil gayb alemine yatırımı tercih ederler.(Dünya hayatını ahret hayatına tercih etmek ise tamamen farklıdır. Onlar imanlarını ucuza satanlardır.)
Müminler ahreti tercih ederler. Ne var ki her ahret yolcusunun tutum ve davranışı aynı olmaz. Gayba inananlar ruhsatı değil azimeti(daha hayırlı olanı) tercih etmişlerdir. Peşin çalışmak da veresiye çalışmak ta meşrudur. Mümin isterse peşin çalışabilir(dünyada kazandığını kendisi için harcayabilir) isterse ödülünü kat kat almak üzere veresiye de yazdırabilir.(Bkz:Tegabün:17)
Onlar ki, gayba iman ederler, namazlarında dikkatli ve devamlıdırlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için harcarlar. (2:3)
Burada gayba iman edenlerle, hem ahrete inanan hem de bu inancının gergini yerine getirenler kast edilmiştir.