Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, İstanbul’da düzenlenen Küresel Ekonomi Sempozyumu’nda CNBC-e’den Burcu Göksüzoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Yılmaz şunları söyledi: “İkinci çeyrek itibariyle ekonomi kriz öncesi seviyelere geldi. Bundan sonra işsizlik oranlarının da kriz öncesi seviyelere dönmesi için çaba gösterilmesi gerekiyor. Bizim için ödül işsizlerin iş bulması.
‘Kurla ilgili tartışmalar bitti’ demiyorum. Bu tartışmalar sürecek. Biz ekonominin bütününe bakarız, bunun içinde dengeyi bozmadan daha iyisini nasıl yaparız onu ararız.
Merkez Bankası’nın temel görevi fiyat istikrarını sağlamak. Hükümetin genel ekonomik politikalarını da desteklemek. Finansal istikrar, fiyat istikrarı kadar önemli. Bizim son Para Politikası Kurulu da dahil olmak üzere o günden bu güne aldığımız tedbirler var. Onun ana ekseni finansal istikrar. Düzenleyici tedbirlerle finansal istikrarı nasıl güçlendirebiliriz sorusunu sorduk. Bundan sonra yapacaklarımız da var, üzerinde çalışıyoruz.
Kafamızda rezerv seviyesinin milli gelire oranı gibi bir hedef yok. Bu bir dalgalanmanın nedeni olabilir. Biz elimizdeki verilere bakarak ve fon akımlarını dikkate alarak biz burada bir hareket alanımız olduğunu düşünüyoruz. Günü geldiğinde kamuoyuyla paylaşacağız. Şu anda rezervlerin milli gelire oranı yüzde 11-12 civarında. Bizi Meksika’yla, Brezilya’yla karşılaştırınca onların rezervlerinin oranı bizden fazla.
Bugün itibariyle ülkemizde son dönemde ortaya konulan ekonomik performans çerçevesinde enfasyon dinamikleri olumlu gelişiyor. Enflasyonun Ekim ayında da bir miktar arttığını göreceğiz. Temel mallara ve çekirdek enflasyona bakınca enflasyon dinamikleri açısından bir olumsuzluk yok. Faizle bundan sonra yapacaklarımız elimizde olan verileri değerlendirmemizle ilgili.
Bize şöyle eleştiriler yapılıyor. ‘Fed indirirken, MB faiz yükseltti’ deniyor. Ülkeler kendi ihtiyaçlarına göre politika oluşturuyor. Bizim otomatiğe bağlar gibi faiz indirip artırmamız söz konusu değil. Biz elimizdeki verilere bakarız, ona göre karar alırız. Birebir başkasının yaptıklarını takip etmek söz konusu değil. Öyle bir şey olsa zaten bize gerek yok.
Dünyada risk her zaman var. Bizim ticaret yaptığımız ülkelerde daralma olursa bizi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu bizim ihtiyatlı olmamızı gerektiriyor. Gelecek olumsuzluk bir şekilde bizi etkileyebilir.