Elektronik sigaralara katılan aroma maddeleri, ciğerlerde tahrişe ve enflamasyona neden olabilecek kimyasallara dönüşüyor.
Elektronik sigaralara katılan aroma maddeleri, ciğerlere çekildiği zaman tahrişe ve enflamasyona neden olabilecek kimyasallara dönüşüyor. Araştırmacılar kimyasal aromalar ve çözücülerin karışması ile asetal adı verilen zararlı bileşiklerin ortaya çıktığını ifade ediyor.
Elektronik sigara ile ilgili en büyük endişe, dumandan yayılan çekici kokuların gençleri bu ürünleri kullanmaya özendirmesi. Bu kokular bir nevi ürün reklamı gibi işlev görse de, aslında tehlikeli kimyasalların bir bileşiminden ibaretler.
Duke ve Yale Üniversitelerinde yapılan araştırma, e-sigara sıvısındaki kimyasal aroma maddelerinin yeni bileşikler oluşturduğunu, bunların ciğerlerde tahrişe ve enflamasyona neden olabileceğini ortaya koydu.
Asetal adlı zehirli bileşikler oluşuyor
Nicotine & Tobacco Research adlı dergide yayınlanan yazıya göre e-sigara sıvılarında yer alan kimyasal vanilya, kiraz, narenciye, tarçın aromaları propilen glikol ve gliserol gibi çözücülerle reaksiyona girerek asetal adlı zehirli maddelerin oluşmasına neden olabiliyor.
Ciğerlere çekildiklerinde bu maddelerin bir süre vücutta kaldığını belirten araştırmacılar, bunun tahriş edici kimyasallar oluşturduğuna, bu hafif tahrişin ise zaman içerisinde yangı olarak da bilinen enflamasyona neden olabileceğine dikkat çekti.
Elektronik sigaralar üzerinde yapılan araştırmalar, yüksek buharlaşma sıcaklıklarının kanserojen olduğundan şüphelenilen formaldehit gibi potansiyel olarak tehlikeli kimyasalların oluşmasına neden olduğunu gösterirken, e-sigara savunucuları ise düşük sıcaklıklı cihazlarda bu riskin çok düşük olduğunu iddia ediyorlar.
Kimyasal değişimler daha sıvı ısınmadan başlıyor
Duke Üniversitesi ve Yale Tütün Merkezi ortaklığında yapılan son çalışma ise bazı kimyasal değişimlerin sıvılar ısıtılmadan önce başladığını; kullanıcıların sıcaklığı ne olursa olsun bu maddeleri buharla içlerine çekerek risk altına girdiklerini gösterdi.
Araştırmacılar, solvent de denilen çözücüler ile karışan aroma vericilerin en az %40 oranında asetal bileşiklere dönüştüğünü buldu. Çalışmanın devamında bu asetal bileşiklerin %50-80’inin ciğerlere çekilen buhara geçtiği ortaya koyuldu.
Araştırmacılar, normalde aromatik maddelerin kozmetik ürünlerde kullanımına izin verildiğini, bunların dönüştüğü asetal gibi dayanıklı kimyasalların deri ile temasının sorun yaratmadığını; ancak solunum yolları gibi hassas bölgelerde durumun farklı olabileceğini bildirerek kullanıcıları dikkatli olmaya çağırdı.