Erdoğan, uzun süredir, ısrarla “Kriz, mıriz yok, bunlar hep yabancı güçlerin oyunu” söylemini sürdürüyordu.
Nihayet, krizi kabullendi. Şimdi de, “Kriz var, ama sor bakalım niye” noktasına geldi.
“Niye”sini de kendisi açıkladı:
“Domates pahalı, çünkü kurşun pahalı…”
Yabancı okurlarımız için anlaşılması zor bir cümle, ancak Türkiye’dekilere de “ne alaka” sorusunu sorduran bir argüman…
Erdoğan, geçen gün, öfkeyle çıktığı bir meydanda sebze meyve fiyatlarından yakınanlara bu argümanla cevap verdi:
“Ne diyorlar: ‘Domates, patlıcan, patates…’ Yahu düşünün be: Bir merminin fiyatı nedir?”
Demek istiyor ki, “Türkiye bir savaşta ve silaha o kadar çok para harcıyoruz ki, sebze meyve fiyatlarındaki artış normal… (ya da en azından bu fiyat artışlarına itiraz etmek anormal…)
Erdoğan’ın fiyat artışlarını izah etmek için domatesi kurşunla kıyaslayınca Halk TV yorumcusu Cüneyt Akman, “domates-mermi paritesi”ni araştırdı. Araştırma sonuçlarına göre bir tüfek mermisi 3 Lira 86 kuruş (yaklaşık 50 cent) Yani domatesin kilo fiyatına yakın…
Top mermisinde durum daha vahim: Dakikada 6-8 mermi atan bir OBÜS, bir saatlik salvoda yaklaşık 250 mermi yakıyor. Mermi başı ortalama bin dolardan hesaplayınca, 30 günlük bir operasyonda yakılan merminin, Türkiye’nin geçen yılki bütün domates ihracatını (289 milyon dolar), harcaması anlamına geliyor.
Uçak bombalarına gelince… Sığınak delen, lazer güdümlü bombalar, 35 bin dolar… O da epey bir domatese tekabül ediyor.
Bu rakamlarla Erdoğan’ın domatesi değil, kendisini vurduğunu söylemek mümkün. O zaman sormazlar mı, ,”yakılan mermiler, mutfağımızda yangın çıkarıyorsa, neden durdurmuyoruz bu savaşı?”
Madem Esad’ı devirmeye yeminli hükümet, Suriye ile alt düzeyde görüşmeler yürütme noktasına geldi, “Neden hala bu savaş politikası” diye sormak gerekmez mi?
Bu söylem, dış düşman yaratarak iç sorunları örtbas etme politikasının açık bir itirafı değil midir?
Sonunda domates, kurşunu yenerse, bu insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir zafer olacak.