Baykal’ın istifa açıklaması çok duygusal bir ortamda geçse de yazılı metinde kullanılan ifadelerin oldukça bilinçli tercih edildiği görülmektedir. Özellikle Pensilvanya vurgusu, Baykal’ın resti görüp bundan sonraki süreçte var olmak için ortak hareket etmeye açık olduğunu ilan etmesidir.
Bu nedenle geç de olsa Baykal’ın tavrı bundan sonraki sürecin uzlaşılarak inşa edilebileceğini göstermektedir. Bu uzlaşma CHP’nin yeni rolü üzerinden şekillenecek ve kongre sürecinde buna uygun aktörler üzerinden ilk tablo şekillenecektir.
Operasyonu yapanların CHP için düşündükleri rol, mevcut iktidar için ne düşündükleri ile doğrudan ilişkilidir. Bu işin bir tehdit bir de rüşvet boyutu olduğunu düşünüyorum. Operasyonun CHP’yi kimi kritik konularda engel olmaktan çıkartmak gibi bir amacı olmakla birlikte, CHP’yi büyümeye açık hale getirmek gibi bir plana da dayandığını düşünüyorum. Sonuç itibarı ile artık CHP eski CHP olmayacak.
Nasıl bugünkü iktidar partisi ile birlikte muhafazakar siyaset eski rolünü aşan bir pozisyona taşındı ise klasik CHP ideolojisi de bundan sonra farklı amaçlara hizmet edebilir konuma taşınmak istenecektir.
Devletin değişen çıkarlarını okumamakta ısrar etmenin bedeli ne yazık ki hazin bir hikayenin kamu oyu önünde sahnelenmesine neden olmuştur. Devletin ali menfaatlerini kutsayan bir yerde durmayı göze alanlar onun vefasızlığını da göze almalıdırlar. Bu noktada duygusallığa yer yoktur. Devlet daha önce de yeni duruşuna ayak uyduramayan hayranlarını kirli mendil gibi kullanıp atmayı göze almıştır.
Toplumu savunmayı siyasetin merkezine oturtmak, devlet gerçeğini görmezlikten gelmeyi gerektirmez elbette. Hatta tam tersine, bir halkı savunmanın hem ilkeler ve değerlerden geri adım atmadan ama aynı zamanda değişen dengeleri dikkate alarak yapılması mümkün ve zorunludur.
Kürt sorununa biçilen çözüm biçimine ayak direyen sadece ana muhalefet lideri değildi şüphesiz. Ancak yine de Baykal mazereti ortadan kalkan bir iktidarın domino taşı etkisi ile karşı karşıya kalacağı asla unutulmamalıdır. Uzlaşmaya yanaşıp yanaşmama konusunda Erdoğan’ın Baykal ile kıyaslandığında çok daha pragmatik hareket edeceğini söyleyebiliriz. Ancak bu uzlaşma konuları sadece yargı kurumları ile yaşanan süreçten ibaret değildir. Özellikle dış politikada ve Ortadoğu konusunda gittikçe netleşen uluslar arası beklentiler Erdoğan için daha zor uzlaşma koşulları doğurabilir. Kürt sorunu, iç politika sorunu olmaktan çok dış politika sorunu olarak ele alınma eğilimi ile karşı karşıyadır. Bu başlı başına bir paradigma değişikliğidir. Bu konuda askerler siyasetçilerden çok daha önce arayışa girmiştir.
Kaset olayından çıkarılacak son ders yayınlayanlarla ilgili olmalıdır. Gazetecilik kutsal kavgaların aracı olarak görüldüğünde bile ahlak dışılığı meşrulaştırmaya yetmez. Bu kasetin hazırlanması ve yayınlanması en azından olayın kendisi kadar tepki gösterilmeye değerdir.