Sevgili dostlar,
Almanya ziyaretinde Erdoğan’la başbaşa görüşen, çok üst düzey bir Alman yetkiliye izlenimlerini sormuştum. Aynen şöyle demişti:
“Sizin Cumhurbaşkanınız, gerçeklikle bütün ilgisini kesmiş.”
Sonradan öğrendim ki, Erdoğan görüşme boyunca Türkiye’nin ekonomik kalkınmasından söz etmiş. Oysa Türkiye’nin –Almanya dâhil her yerden görünen- ekonomik tablosu şu:
Yüzde 10’a dayanmış işsizlik, yüzde 20 enflasyon, gitgide büyüyen cari açık, eksiye düşen büyüme, daralan iç talep, yüksek döviz borcu nedeniyle peşpeşe iflas eden şirketler, pazarda yanlış tarım politikasının getirdiği fiyat artışları, resesyon beklentisi…
Bu tabloya bakıp kalkınma hamlesi görmek, iki şekilde mümkün:
Erdoğan ya hayal âleminde yaşıyor ya da konuştuğu insanları aptal yerine koyuyor. İkisi de tehlikeli…
Hafta sonu katıldığı televizyon programında aynen şöyle dedi:
“Eskiden her evde bir otomobil olsun anlayışı vardı. Şimdi, ‘Yetmez iki olsun, üç olsun’ anlayışı var. Fazla otomobil anlayışı olunca da araç park etmede sıkıntı yaşanıyor.”
Erdoğan acaba gerçekten ailelerin üçüncü otomobil için yarıştığını mı sanıyor, yoksa sarayından çıkıp koruma ordusu altında ayaküstü görüştüğü vatandaşlar, “O kadar çok arabamız var ki, park yeri bulamıyoruz” diye kendisini kandırıyor mu?
Fıkrayı bilir misiniz?
Yaşlı adam doktora gitmiş:
“Doktor” demiş, “Dertliyim. Cinsel gücüm kalmadı, ama yaşıtım arkadaşlarla konuşuyoruz, hep ateşli yatak maceralarını anlatıyorlar. Ne yapabilirim?”
Doktor gülümsemiş:
“Basit” demiş, “Sen de anlat”.
Ekonomisi bunca güçten düşmüşken Erdoğan’ın anlattığı kalkınma maceraları bu fıkrayı akla getiriyor.
Kendisiyle konuşan vatandaşlardan rica ediyoruz:
Cumhurbaşkanını kandırmayın!