Sevgili dostlar,
Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanlarına Pazar gecesi darbe yapıldı.
Dün polis, kararı protesto eden halka ve vekillerine ağır şiddet uyguladı. Bölge bir kez daha yanmaya başladı. Hükümet, oylarıyla Ankara, İstanbul ve İzmir’in kaybına neden olan Kürtleri cezalandırmak istiyor.
HDP Eşgenel Başkanı Pervin Buldan haklı olarak, Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Meclis’teki muhalefet liderlerine çağrı yapıyor:
“Bugün bize yapılan yarın size de yapılır. Bugün buna dur demezsek bu çemberin içine herkes girer. Sessizliğinizi bozun!”
Yerel seçim ittifakı, biraraya geldiğinde muhalefetin, iktidarı sallayabileceğini gösterdi. Şimdi iktidar, hem o birlikteliği dağıtmak, hem kendi tabanını toparlamak için saldırıyor. Halkın iradesine yönelik bu saldırı karşısında susmak, seçilmiş başkanların görevden alınışını, vekillerin coplanışını, Atatürk resimlerinin indirilişini iki gündür görmezden gelmek CHP liderine yakışmıyor. Bu kadar vahim bir tablo karşısında ana muhalefet partisinin tepkisi, parti sözcüsü ile grup başkanvekilinin iki cümlesi ile sınırlı kalmamalıydı.
Buldan haklı: Bunlar despotizmin nabız yoklama taktikleri… Bir adım atıp gelecek tepkiye bakıyor; ona göre sonraki adımlarını planlıyorlar. Burada tepkisiz kalınırsa sıranın Ankara’ya, İzmir’e, İstanbul’a geleceği çok belli…
Son operasyonun, AKP içinde bile rahatsızlığa yol açtığı, kulislere yansıyor. Çünkü görüyorlar ki, Süleyman Soylu zihniyeti, iktidar partisini MHP çizgisine çektikçe küçültüyor. Yeni kurulacak partinin şansını artırıyor. Dolayısıyla CHP açısından, sadece vicdanen değil, siyaseten de ayağa kalkmayı gerektiren bir durum var ortada…
Zulüm karşısında susmak, zulme ortak olmaktır.
Yarının demokratik Türkiyesi, bugün zalime karşı ortak mücadele ve mazlumla omuz omuza dayanışma ile kurulabilir ancak…