Antikapitalist Müslümanların yılbaşı ve noel mesajı ile Kapitalizme karşı mesihi soluğun yeniden dirilmesi ve sarı yelekliler değerlendirmesi
‘’Ve Meryem oğlunu ve annesini de bir sembol kıldık: ve onların her ikisini de ebedi esenliğin, berrak çeşmelerin bulunduğu yüce bir makama eriştirdik.” (Kur’an, Müminun; 50)
Yüzyıllar önce Betlehem/Filistin’de İsa Mesih doğdu. Müjdelenmiş Mesih’in gelişi halklar için umut ve Allah’ın rahmetinin tecellisiydi. Saflığın, temizliğin ve masumiyetin annesi Meryem’in kollarında yeni bir dünya umudu vardı. Yaslı yüreklerin teselli olması, doğruluğa acıkanların doyurulması ve merhametli olanların merhamet bulması için müjde iletilecek ve geride Tanrı’ya adanmış bir ömür ve muazzam bir ahlak kalacaktı. Öyle bir ömür ki doğruluk uğruna zulüm görmek göze alınacaktı, nitekim su ile vaftiz olanlar Mesih’le beraber kutsal ruh ve ateşle vaftiz olacaktı. “Yaşam ondaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık, karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi” diye bahsedilen, nesillerden nesile rahmetle anılan, ümitsizliğe düşenleri aydınlatan ve yürekleri iman ile birbirine bağlayan bir kıssa kalacaktı geriye. Tüm yok saymalara, hazırlanan çarmıhlara, aslanların önüne atılan masumlara rağmen insanlık vicdanı bu hikayeyi koruyacaktı. Çünkü bu hikaye Kuran’ın ifadesiyle “Ben size çamurdan bir kuş yaparım, ona üflerim o da Allah’ın izniyle uçar gider” meseliyle yepyeni bir geleceği inşa eden elleri içeriyordu. Bu hikaye İncil’in ifadesiyle “göklerin egemenliği içinizdedir” diyerek yeryüzünün tüm mazlumlarına yer açan yüreği içeriyordu. Bu hikaye “Rabbim onları affet çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar” diyen bir merhameti ve “ Ey engerek soyu, Tanrı’nın evini ticarethaneye çevirdiniz, yıkın burayı!” diyen bir öfkeyi içeriyordu. Bu hikayede imanı ile yepyeni bir hayata açılan Mecdelli Meryem vardı, bu hikayede şehit edilen Yahya’nın mukaddes mesajı vardı. Ölü bir hikaye değil; insanlık barışa susadığı her anda, mazlumların feryat ettiği her çağda, kölelik zincirleri insanları esir aldığı her demde yeniden başlayan canlı bir anlatı vardı. Öyle ki zalimlerin tüm çabalarına rağmen ölmeyen Mesih’in mesajıydı, nitekim Allah’ın mesajı susturulamazdı ve şehit olanlar asla ölmezdi.
İsa “Çarmıhını sırtlanıp ardımca yürümeyen bana layık değildir” derken imanın Allah’a güvenmek olduğunu ve imanın bedel ödemeyi gerektirdiğini anlatıyordu. “Tanrı kuzusu”, ardında kuru ritüeller değil, mesihi vicdan ile dopdolu insanlar istiyordu. Yepyeni bir dünyanın ancak böyle kurulacağı apaçıktı. “İnsan sadece ekmekle yaşamaz” diyen İncil bizlerden ekmeksiz yaşasa bile hürriyetsiz yaşamayacak bir tavır istiyordu.
Bugün Mesih’in doğduğu topraklar esaret zincirleriyle örülü, masumlar katlediliyor, yeryüzünde bozgunculuk çıkarılıyor, halkların arasına kin ve nefret tohumları ekiliyor. Paranın ilah edinildiği, sözün gücünün değil; gücün sözünün hakim kılındığı coğrafyalarda mustazaflar feryat etmeye devam ediyor. Halbuki Allah’ın sözü yaşanmayı, müjde kalpleri fethetmeyi, peygamberlerin mesajları örnek alınmayı bekliyor. Yeryüzü çarmıhını sırtlanmayı göze alabilen imanlıları bekliyor.
Yunus’un “Dört kitabın manisi bellidir bir elifte, sen elifi bilmezsin bu nice okumaktır” sözünü gerçeklercesine elif bilinmeden okumalar yapılıyor, peygamberlerin mesajları ters yüz ediliyor ve ilahlık taslayanlar insanlığa zulmetmeye devam ediyor. Bütün bunlara rağmen kuyuya atılan Yusuf’un hikayesi, Firavun’a meydan okuyan Musa’nın asası, İsa’da hayat bulan merhamet çağrısı, adaletin medeniyetini inşa etmeye yürüyen Muhammed’in hayatı önümüzü aydınlatmaya devam ediyor.
Antikapitalist Müslümanlar olarak Hristiyanların noel bayramlarını kutluyor, Noel’in tüketim toplumunun metalaştırdığı bir gün değil; İsa Mesih’in çağrısının yaşanmasına vesile olmasını diliyoruz. Bu vesileyle zulme ve sömürüye karşı “A…Anti Anti Anticapitalista” sesleriyle Avrupa’nın sokak ve meydanlarında kapitalizme isyan eden sarı yeleklilerin; gençlerin, kadınların, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik isteyenlerin ve geleceklerini arayanların sosyal adalet feryadına katılıyor, çizilmiş sınırları söküp atan evrensel dayanışma çağrılarını destekliyoruz.
“Rabb’in ruhu üzerimdedir. çünkü o beni yoksullara Müjde’yi iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak, ve Rabb’in lütuf yılını ilan etmek için beni gönderdi.” (İncil, Luka 4:18) “Biz istiyoruz ki ezilenleri yeryüzünün önderleri yapalım onları yeryüzüne varis kılalım.” (Kur’an, Kasas; 5)
adilmedya.com