Sevgili dostlar,
Marko Paşa, Türk mizah tarihinin efsanelerinden biri… Türkiye’nin çok partili rejime geçtiği 1946’da kuruldu. Dergiyi çıkaranlar, Aziz Nesin, Sabahattin Ali ve Rıfat Ilgaz’dı.
Gazetelerin en çok 50 bin sattığı o dönemde, edebiyatın dev isimlerinin dergisi, 70 bin satıyordu. Dergi, tek parti rejiminin yıkıldığı dönemde ana muhalefet haline gelmişti. Tabii ki hemen kapatıldı. Yazarlar hapse tıkıldı. Ama yılmadılar. Marko Paşa, “Yazarları Hapiste Olmadığı Zamanlar Çıkar” altbaşlığıyla yeniden çıkarıldı;yine kapatıldı. Sonra “Hür Marko Paşa” adıyla çıktı; o da kapatıldı. Aziz Nesin, bu kez “Merhum Paşa” diye çıkardı dergiyi. O da kapatılınca “Malum Paşa” dedi adına… Kapatıldıkça daha popüler hale geldi Marko Paşa…
Geçen Cuma Ankara’dan #ÖZGÜRÜZRadyo’nun yayın yaptığı İnternet sitesine ulaşım engeli gelince hatırladım Marko Paşa’yı… Aradan neredeyse üç çeyrek asır geçmiş, hala gerekçesiz, hukuksuz, keyfi yasak kararlarıyla cebelleşiyoruz. Ama ustalarımızdan aldığımız ilhamla yılmıyoruz, onlardan öğrendiğimiz gibi inadına direniyoruz. Ozguruz19.org sabah kapandı, öğleyin Ozguruz20.org yayına girdi. Sayıların sonsuzluğunca gidecek özgürlük mücadelemiz… Ta ki bu asırlık yasakçı zihniyet, pes edene dek…
Son yerel seçimler, o “Pes” sesini ilk duyuşumuzdu. Bugün Yüksek Seçim Kurulu, iktidar partisinin İstanbul seçimine ilişkin itirazını görüşecek. Akşam ya ikinci “Pes” sesini duyacağız ya da despotizmin sandık iradesine, seçmenin kararına, demokratikleşmeye direnişine tanık olacağız. O karara göre Türkiye ya baskı rejimini bir adım daha geriletecek ya sonu belirsiz bir karanlığa gömülecek.
Sonuç ne olursa olsun, biz bütün kararlılığımızla özgürlük ve demokrasi mücadelemize devam ediyor olacağız.
Marko Paşa’yı yasaklayanların adını kimseler hatırlamıyor bugün… Onun adı ise, yaratıcılarıyla birlikte saygıyla anılıyor.
Umarız, Ankara’daki hâkimler, tarihin doğru tarafında yer alır ve bize “Ankara’da hâkimler var” dedirtir.