Ilısu Baraj sularının yıkıcı etkisinin giderek arttığına dikkati çeken Hasankeyf Yaşatma Girişimi temsilcilerinden Ali Ergül, “Devletin ısrarını görebiliyoruz ama yaşam savunucularının tekrardan sesini yükseltmesi gerekiyor” dedi.
Ilısu Barajı’nda kapakların kapatılmasıyla Botan ve Dicle vadileri su altında kalırken, 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf’te ise boşaltma işlemleri sürüyor. Baraj gölünün sınırlarına dayandığı tarihi Hasankeyf’te ise arkeolojik kazı ile birlikte yıkım işlemleri de devam ettiriliyor. İlçede incelemelerde bulunan Hasankeyf Yaşatma Girişimi temsilcilerinden Ali Ergül, yıkımın görülenden daha fazla olduğuna dikkat çekerek, hak savunucularının Dicle Vadisi için yeterli ses çıkarmadığını söyledi.
‘BETONA GÖMÜLECEK’
Yıkım çalışmasıyla arkeolojik kazılarının yan yana olduğunu gözlemlediğini ifade eden Ergül, arkeolojik kazıların içeriğine dair net bilgi olmadığı için ne yapıldığının bilinmediğine vurgu yaptı. Arkeolojik kazıların yanı sıra aylardır Küçük Saray’da sağlamlaştırma çalışması adı altında yapılan betonlaştırmanın boyutunun nasıl bir tahribat oluşturduğunun bilinmesi için bağımsız bir gözlemci ekibin incelemelerde bulunmasının şart olduğunu ifade eden Ergül, “Önceki arkeolojik kazı çalışmalarından anladığımız kadarıyla burada da aynı işlem yapılıp kazıların ardından alanlar betona gömülecek” diye konuştu.
‘HAMAM OLDUĞU BİLİNİYORDU’
Kazıların sürdüğü kazı alanına ilişkin bilgiler veren Ergül, “Bu alanlarda ne olduğu 1970 dönemlerde biliniyordu. O dönemlerde de yapılan yerleşim alanlarına bu şekilde iş makineleri ile girilip yerleşim yerleri inşa edilmişti. Bu yüzden yeni diye sunulan hamamın aslında burada zaten var olduğu biliniyordu” diye ifade etti. Roma Dönemi kalıntıları ile ilgili bilgilerin de eksik olduğuna vurgu yapan Ergül, “Görebildiğimiz gibi diğer kazılarda olduğu gibi burada da bir bilinmezlik var. Hasankeyf’te yapılan kazılar başta olma tüm çalışmalar kamuoyundan saklanıyor. Yıkım tahminimizden de büyük olabilir” şeklinde değerlendirdi.
‘TÜM BİLGİLER SAKLANIYOR’
Baraj sularının Hasankeyf ilçe sınırlarına dayandığına işaret eden Ergül, “Hasankeyf büyük oranda boşaltıldı. Son kalan aileler ise henüz kendilerine ev verilmeyenlerdir. Bunların dışında ise su hızla yükseliyor. Tarihi alanların yanı sıra ekolojik yıkım da bulunuyor. Ekolojik yıkıma ilişkin ise tarihi alanlarda olduğu gibi burada da bilgi sahibi değiliz. Maalesef Ilısu Baraj Projesi’ne dair tüm bilgiler kamuoyundan saklanıyor” diye konuştu.
‘GEREKLİ SES YÜKSELTİLMİŞ DEĞİL’
Hayalet kente dönüşen Hasankeyf’in hala kurtarılabilir olduğuna vurgu yapan Ergül, “Devletin ısrarını görebiliyoruz ama yaşam savunucularının tekrardan sesini yükseltmesi gerekiyor. Geri dönülmez bir yıkım var ama halen birçok hak savunucusu Dicle ve Hasankeyf için gerekli sesi yükseltilmiş değil” diyerek, mücadele çağrısında bulundu.
MA / Metin Yoksu