AKP’nin IŞİD petrollerine ilişkin bağı uzun süredir “Batı” kaynakları tarafından da servis edilirken bir açıklama da Rusya’dan gelmiş ve bazı görüntüler yayınlanmıştı. Görüntüler sonrası Erdoğan, Davutoğlu ve yandaş basın ciddiyetini aratmayan iki yanıt da Ahmet Hakan ve Ezgi Başaran’dan geldi. Başaran bir adım ileri giderek “Davutoğlu’nun ‘Sovyet propagandası’ yakıştırması da yerinde” dedi.
Uzun süredir gündemde olan ve çeşitli dönemlerde daha güçlü şekilde gündeme gelen AKP ve IŞİD petrollerine ilişkin iddialar Rusya’nın yaptığı açıklamalar sonra bir kez daha ciddi bir tartışma konusu haline geldi.
Rusya’nın bu önemli iddialarına ilişkin AKP cephesinden henüz “ciddi” bir yanıt gelmedi. Erdoğan, Davutoğlu ve yandaş basın her konuda olduğu gibi tek sesle “iftira” derken bu iki isme Doğan Medyası’ndan da iki destek geldi.
Rusya’nın Savunma Bakanlığı düzeyinde yaptığı bir açıklamayı haber bile yapamayan iki kurumun yazarları Erdoğan, Davutoğlu ve yandaş basın ciddiyetinde yazılarla IŞİD petrollerine ilişkin yazılar kaleme aldılar.
Ahmet Hakan, yazısında AKP ile birlikte Koç Grubu’nu da savunmayı ihmal etmedi.
AHMET HAKAN: SALLAMA…
Önce Ahmet Hakan’ın yanıtı:
Geçen gün bir tiyatro çevirdi Rus generaller.
– Arkalarına kurdukları ekran devdi.
– Generaller gayet ciddi ve asık suratlıydı.
– Basın açıklamasında organizasyon mükemmeldi.
– Görsel malzemeler için hiçbir masraftan kaçınılmamıştı.
Ama gelin görün ki…
Ortaya attıkları iddialar, tamamen sallamadan ibaretti.
*
Sallamayı kanıtlamak için tek bir örnek bile yeterli.
*
Rus generaller, o açıklamada IŞİD petrolünün, Batman’daki TÜPRAŞ tesislerine aktarıldığını iddia ettiler.
İyi ama TÜPRAŞ kimin?
Koç’un.Yani bu asık suratlı Rus generallerine inanacak olursak…
Koç Grubu’nun IŞİD’den petrol aldığına inanmış olacağız.
*
Bilal Erdoğan’ın IŞİD’in finansal kurucusu ve askeri beyni olduğu palavrasını sıkıyorlar ve buna kanıt olarak da Bilal Erdoğan’ın sakallı kebapçı çalışanlarıyla çektirdiği fotoğrafları gösteriyorlar.
O fotoğrafların altına “İşte Bilal Erdoğan ve IŞİD’liler” diye yazıyorlar.
*
Bu tür durumlarda bizim buralarda “Hadi len oradan, yürü git” derler adama.
ANTİKOMÜNİZM YERİNDEYMİŞ…
Radikal Genel Yayın Yönetmenliği’nden kısa süre önce ayrılan Ezgi Başaran ise “Rus gizli servisiyle ilintili işadamlarının IŞİD’den aldığı petrolü Esad rejimine sattığı, Putin’in bunları elbette çok iyi bildiğini biliyoruz. Ayrıca… Madem ki terörizmi engellemek, IŞİD’in gelir kaynağını kesmekti amacın, niye Rus jeti düşürülene kadar bekledin eyyy Putin… de denebilir. Bu sözleri Rusya’yı ve Putin’i bir iç muhalefet malzemesi olarak kucaklayanlara da söylüyorum. Öyle saçma şey olmaz” diyor…
Başaran buradan devamla antikomünizmi de canlandırıyor: “Öncelikle Rusya’nın ortaya koyduğu uydu görüntüleri ve/veya harita katiyen Türkiye’nin IŞİD ile bir petrol alışverişi yaptığını kanıtlamaya yetmiyor. Hareket halinde bir takım tankerler görünüyor evet ama bunları doğrudan ne IŞİD’e, ne petrole, ne de Türkiye hükümetine bağlamak –bu haliyle- zorlama olur. O bakımdan ABD’nin Rusya’nın iddialarıyla ilgili tanımlaması da, Davutoğlu’nun ‘Sovyet propagandası’ yakıştırması da yerinde.”
Ancak Başaran’ın Davutoğlu ile örtüştüğü “Sovyet propagandası” sözleri sonrası yazısı bir anda “amma velakin”le kesiliyor.
Başaran, kendi ayağına kurşun sıkacak bir şekilde, geçen Temmuz ayında öldürülen IŞİD’in petrol sorumlusu Ebu Sayyaf’ı hatırlatıyor.
Guardian’da çıkan haberde, Sayyaf’ın Türkiye tarafından bilindiği, Türk hükümetinin Türk işadamları ile IŞİD arasındaki petrol ticaretine göz yumduğu söyleniyordu.
Ayrıca, ABD operasyonunda öldürülen Sayyaf’a ait bir flash diskin ele geçirildiği, burada çok sayıda belgenin bulunduğu ve Türkiye-IŞİD ilişkisine dair bilgilerin Batı’nın elinde olduğu belirtiliyordu.
Rusya Savunma Bakanlığı’nın IŞİD petrol rotası olarak yayınladığı grafiğin –elbette Suriye içerisinde kalan kısmı- 14 Ekim 2015’te Financial Times’ın özel haberindekiyle örtüşüyor, petrol meselesinin IŞİD’in en tehlikeli silahı olduğunu hatırlatıyordu. Ama bunu bilmeyecek de birşey yok. Evet ana rota Deyr er Zor’dan başlıyor, bunda herkes hemfikir.
…
Financial Times’ın makalesinde bir hatırlatma daha var: “Yakın zamana kadar IŞİD’in petrolden sorumlu emiri Ebu Sayyaf adlı bir Tunuslu idi. Pentagon’un özel operasyonuyla öldürüldü. ABD ve AB istihbarat teşkilatlarına göre o operasyonda Ebu Sayyaf’ın yanında müthiş bir belgeler ganimetine ulaşıldı. Bu belgeler IŞİD’in nasıl bir petrol sistemi oluşturduğunu ortaya koyuyordu.”
Söz Ebu Sayyaf’a gelmişken… Guardian’da 26 Temmuz ve daha sonra 24 Kasım’da çıkan Martin Chulov imzalı birbirinin devamı habere de atıf yapmadan olmaz.
26 Temmuz’daki makale şöyle diyordu: “ABD özel kuvvetler Suriye’de Mayıs ayında bir operasyon düzenledi. Hedefte IŞİD’in petrol kaçakçılığını yürüten Ebu Sayyaf vardı. Ebu Sayyaf’ın adı, terörist grubun üst düzey yöneticileri dışında pek bilinmiyordu. Ama Türkiye onu iyi tanıyordu. Petrol kaçakçılığı kısa sürede IŞİD’in ana maddi kaynağı oldu ve Türkler ana müşteri… (Ebu Sayyaf’ın öldürüldüğü operasyonda) Yüzlerce belge ve flaş disk elde edildi. Batılı bir istihbaratçının verdiği bilgiye göre bu belgeler şu anda inceleniyor ama bazı bağlantılar o kadar açık ki Türkiye ve Batı arasında ciddi politika değişikliklerine yol açabilir.” …Rus jetinin düşürülmesinden sonra “Putin Türkiye’yi suçlamakta haklı mı” başlıklı 24 Kasım makalesinde ise şöyle diyordu: “Türk işadamlarının IŞİD’li kaçakçılarla alışverişi var. Günde 10 milyon dolar kazandırıyorlar. Son iki yılda üst düzey IŞİD üyelerinin Guardian’a yaptığı açıklamaya göre Türkiye hükümeti bu alışverişi görmezden geliyor.”
Chulov işlerin Ebu Sayyaf’ın öldüğü operasyonda ele geçen belgelerden sonra değiştiğini belirtiyor bu makalesinde de.