Avrupa’nın Gündemi’nde bu hafta, Macron’un Afrikaya ziyareti ve Donald Trump’un ırkçı paylaşımlarına İngiltere’nin tepkisi yer alıyor.
Fildişi Sahili’nin Abidjan şehrinde yapılan Avrupa Birliği-Afrika Zirvesi öncesi Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Burkina Faso’ya resmi bir ziyarette bulundu. Titizlikle seçilmiş 800 öğrencinin önünde yaptığı konuşmada Macron aşağılayıcı bir tavır içinde Fransa’nın Afrika ülkeleriyle yeni ilişki sürecini savundu. Fransız İşçileri Komünist Partisi adına yayımlanan açıklamada bunun sömürü ilişkilerini canlandırma girişimi olarak tanıtıldı.
29-30 Kasım’da gerçekleşen Avrupa Birliği-Afrika Zirvesine ise 28 Avrupa ve 55 Afrika ülkesinden liderlerin buluşması gerçekleşti, fakat olaylara az buçuk gerçekçi yaklaşan tüm gazetelerde buradan Afrika’nın lehine bir sonuç çıkmayacağı görüşü ağırlıklı olarak öne çıktı. Chemnitz’de çıkan Freie Presse gazetesindeki yorumda Avrupa ülkeleri tek taraflı çıkarları doğrultusunda hareket etmekle suçlanıyor.
TRUMP’IN IRKÇI PAYLAŞIMLARI
Öte yandan ABD Lideri Donald Trump’ın ırkçı paylaşımları İngiltere’de hükümet ve muhalefetten büyük tepki çekti. Başbakan Theresa May, Trump’ın İngiltere’deki ırkçı grup Britain First’ün (Önce Britanya) Müslüman karşıtı videolarını retweet yapmasını eleştirildi. The Independent’daki yazı, Trump’ın bunu safça paylaşmadığını ve sinsi bir siyasetin parçası olduğunu. Zaten videoların gerçek olup olmadığı konusuyla da Trump’ın çok ilgilenmediğini, aşırı sağcı grubun fikirlerini de benimsediğini ve ırkçı siyasetten faydalandığı için bu tweetleri attığını söylüyor.
AVRUPA’NIN AFRİKA’YA İLGİSİ TEK TARAFLI
Stephan LORENZ
Freie Presse
Büyük Fransız Robert Schuman, 1950 yılında kömür ve çelik alanında Avrupa Birliği’nin yolunu açtığında şimdiki Avrupa Birliği’nin de bir nevi temeli atılmıştı. Schuman konuşmasında sadece dünya barışından değil Avrupa’nın Afrika kıtasının kalkınması konusundaki önemli görevlerinden de söz etmişti. Schuman’ın bu ünlü açıklamasının Afrika ile ilgili bölümü, Avrupa’nın etnik merkezcilerinin çoğu tarafından çoktan halının altına süpürüldü. Şimdilerde ise Afrika, Akdeniz’den Avrupa’ya doğru uzanan bir problem. Lastik botların içinde ölüm kalım mücadelesi veren mülteci görüntüsü Avrupa’nın Afrika’ya duyduğu ilgiyi(!) tekrar arttırdı. Afrikalı mültecilerin botlara binmesi, Avrupa’ya doğru yola çıkması engellenmeliydi. Bunu sağlamak için Afrika ülkelerindeki karanlık tiplerle, diktatörlerle anlaşmalar yapılmaya başlandı. Pazarlığın babası, insan canını esas almayan ucuz ve kısa vadeli çözüm arayışıydı. Söz konusu Afrika’dan gelen mülteciler olunca sık sık göklere çıkarılan Avrupa değerlerinin hiç bir anlam ve önemi kalmıyordu.
İnsanların yaşadıkları yerlerden kaçmalarına sebep olan gerekçeler ile mücadelenin önemi, Almanya’da geride kalan seçimler öncesindeki kampanyalarda en sık dile getirilen klişelerden biriydi. Bunun on yıllarca sürecek bir görev olduğunu her parti biliyordu. Ancak klasik kalkınma yardımları dışında kimse bugüne kadar ele avuca gelir bir plan geliştirmedi. Afrika’da kendi ayakları üzerinde durabilen, gençlerin gelecek perspektifine sahip olduğu toplumların oluşmasına destek olmak için gerekli siyasi iradenin var olup olmadığını sorgulamak gerek. Bunun için Avrupa’nın kendi sınırlarını zorlaması lazım. Avrupa Birliği projelere ciddi paralar yatırıyor ama bu yetmez.. Zaten bu paralar Afrika’nın rüşvet, yolsuzlukla ünlü diktatörlerinin ellerine teslim ediliyor.
SÖMÜRGECİ TAVŞANLAR
Bilindiği gibi Grimm Kardeşlerin meşhur masalında kirpi, yarışı kazandığını düşünen tavşana sürpriz yaparak “Ben çoktan buradayım” der. Rusya ve Çin, Afrika’da bu kirpinin rolünü üstlenmiş durumdalar. Avrupalıları iyimser bir bakışla tavşan rolünde görsek bile bu tavşanlar koşmuyorlar, yaptıkları tek şey sömürgeci dönemlerinin mirasının yönetimi. Çinliler, dev araziler satın alarak kendi pazarlarına hizmet edecek şekilde tarım ürünleri yetiştirmeye başladılar bile. Avrupa’nın, sömürgeci zihniyetle hareket etmesi halinde Afrika’daki etkisini kısa sürede kaybedeceği açık.
Cuma günü Almanya’nın başkanlığındaki zirve sona erdi. Bu zirvenin ana konusu Afrika’ydı ama 2017’nin Afrika ile ilgili bilançosu ise ne yazık ki acı verici: Akdeniz’e mültecilerin adım atamaması için Libya ile kirli bir mülteci pazarlığı yapıldı. Almanya, özel yatırımcıların Afrika’da daha rahat çalışabilmesi için bir inisiyatif başlattı. Bu inisiyatifin açlıkla savaşan Afrikalılara ne getireceği meçhul. Bazı ülkeler açlıkla mücadeleye karşı daha fazla insani yardım yapılması konusunda görüş birliği içinde olduklarını açıkladılar. Avrupa ülkeleri için ise Afrika, ilgilenilmeyecek kadar uzak bir kıta olarak kaldı. Abidjan’da yapılan Afrika Zirvesi de bu konuda pek bir değişiklik getirmedi.. Çünkü Avrupa’nın Afrika’ya duyduğu ilgi kendi çıkarı doğrultusunda, kısacası tek taraflı…
(Çeviren: Semra Çelik)